PARÇALI BULUTLU
İMSAK'A KALAN SÜRE
Lohusalık döneminde kadınlar oruç tutabilir mi? Diyanet’e göre lohusalık döneminde kadınlar oruç tutabilir mi?Lohusalık, doğumdan sonra başlayan ve vücudun toparlanma süreciyle birlikte rahim kanamalarının devam ettiği dönem olarak tanımlanır.
Haber Merkezi28.02.2025 – 13:50
Haberler
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTABİLİR Mİ? İslam âlimlerinin ortak görüşüne göre, bu dönemdeki kanamalar hayız (adet) hükmüyle benzerlik gösteren nifas (lohusalık) kanamalarıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarında, nifas hâlindeki kadınların oruç tutmakla yükümlü olmadığı belirtilir. Lohusalık kanamaları tamamen kesilinceye kadar namaz ve oruç ibadetleri yapılmaz. Kanamalar biter bitmez gusül alınıp ibadetlere devam edilir. Lohusalık süresi en fazla kırk gün kabul edilir. Ancak kanama daha erken biterse, bu süreden önce ibadetlere başlanabilir. Burada amaç, hem annenin sağlığını korumak hem de dinî hükümlere uymaktır. Resmî görüşlere göre, lohusalık döneminde tutulamayan oruçlar daha sonra kaza edilir. Bu hüküm, annenin sağlığı ve bebeğin bakımı göz önünde bulundurularak kolaylık sağlar.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ BORCUNU KAZA MI ETMELİDİR?
Lohusalık süresince tutulmayan oruçlar, kanamalar bittiğinde ve kadının sağlık durumu müsait olduğunda kaza edilir. İslam âlimleri, bunun zorunlu bir kaza borcu olduğunu belirtir. Öncelikle lohusalık tamamlanıp gusül abdesti alındıktan sonra, Ramazan oruçları ya da diğer farz oruç borçları için niyet edilerek gün gün tutulur. Kaza süresi ile ilgili esnek davranılır; ancak mümkün olan en kısa zamanda tutmak tavsiye edilir. Zira borcun geciktirilmesi yerine, müsait ilk fırsatta eda edilmesi daha uygundur. Lohusalığın bitimini takip eden dönem, annenin fiziksel olarak güçlenip bebeğinin bakımını da düzenli şekilde sürdürebildiği bir zamana denk gelince kaza oruçları başlanır. Bu, dinî hükümlerin yanı sıra annenin sağlık ve psikolojik durumunu da koruyan pratik bir çözümdür.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLARA ORUÇ FARZ MIDIR?
İslami hükümlere göre lohusalık dönemi, nifas adı verilen özel bir hâl olarak kabul edilir. Bu dönemde kadınların hayız hâline benzer şekilde ibadet muafiyetleri bulunur. Dolayısıyla lohusalık süresi boyunca oruç farz kabul edilmez. Ramazan ayına denk gelen lohusalık durumu, kadına bu ibadetten muaftır. Lohusa kadın bu süreçte oruç tutmak zorunda değildir. Kanamalar tamamen kesilince ve sağlık açısından uygun hâle gelince oruç ibadetine başlanır. Tutulamayan Ramazan günleri daha sonra kaza orucu olarak tamamlanır. Bu muafiyet, kadının hem fiziksel sağlığını hem de bebeğini emzirme veya bakım gibi sorumlulukları nedeniyle yıpranmamasını amaçlar. Diyanet’in açıklamalarında da lohusalık hâlinde oruç tutmanın farz olmadığı açıkça belirtilir.
Lohusalık dönemi boyunca oruç tutamamak, İslam dinine göre doğal bir muafiyettir. Kanamalar bittiğinde, kadın gusül alıp ibadetlere kaldığı yerden devam edebilir. Bu dönemde tutulamayan Ramazan oruçları, lohusalık bitişinden sonra kaza edilir. Kaza oruçları, Ramazan’da tutulamayan gün sayısınca farz ibadet olarak yerine getirilmelidir. Ayrıca, doğum sonrası anne emzirme sürecinde de zorluk yaşayabilir. Lohusalık süresi nihayetinde de sağlık problemleri veya doktordan alınan tavsiyeler doğrultusunda bir süre daha oruç tutmak ertelenebilir. Ancak şartlar elverdiğinde oruçlar geciktirilmeden kaza edilmeli ve dinî sorumluluk yerine getirilmelidir. Bu yaklaşım hem annenin hem de bebeğin sağlığını koruyan, dinin kolaylık ilkesini yansıtan bir hükümdür.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR İÇİN ORUÇ TUTMANIN SAĞLIK AÇISINDAN SAKINCASI VAR MIDIR?
Lohusalık dönemi, doğum yapan annelerin vücudunun toparlanmaya ihtiyaç duyduğu kritik bir süreçtir. Hem kan kaybı hem de hormonal değişimler yaşanır. Dolayısıyla dinen de tanınan muafiyetin yanında, tıbben de bazı sakıncalar olabilir. Doktorlar, bu dönemdeki kadınların yeterli beslenmeye dikkat etmesi ve dinlenmesi gerektiğini vurgular. Kanamaların devam ettiği süreçte, oruç tutulduğunda sıvı ve gıda alımı kısıtlanacağı için annenin sağlığı risk altına girebilir. Bebek de anne sütünden mahrum kalabilir. Bu nedenle lohusalık döneminde tutulan oruç, sağlık sorunlarını artırma riski taşıyabilir. İslam dininin kolaylık ilkesi gereği bu dönemde oruç zorunluluk olmaktan çıkar, böylece annenin ve bebeğin sağlığı korunmuş olur.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTMAK İÇİN DOKTORA DANIŞMALI MIDIR?
Lohusalık süresi boyunca kanama ve bedensel yorgunluk normal kabul edilir. İslam dini de bu süreçte oruç tutulmasını farz kılmaz. Ancak lohusalık süresi uzar ya da kanamalar erken biterse, doktor görüşü alınarak sağlığın uygunluğu değerlendirilebilir. Bazı kadınlarda iyileşme hızı farklı olabilir ve kanamalar erken sonlanabilir. Bu durumda, tıbbi olarak bir sakınca yoksa ve dinen de uygunsa oruç tutulabilir. Yine de uzmanlar, doğum sonrası en az birkaç hafta annenin bol sıvı ve düzenli beslenme ihtiyacını vurgular. Lohusalık dönemindeki kadınların oruç tutma konusunda sağlık kontrolünden geçmesi, olası komplikasyonların önüne geçer. Böylece hem dini vecibeler hem de sağlık durumu gözetilmiş olur.
Lohusalık, İslam hukukunda nifas olarak adlandırılır ve en fazla kırk gün sürmesi esas alınır. Bu süre içinde kanamalar devam ettiği müddetçe oruç tutulmaz. Eğer kanama kırk günden önce kesilirse, bu süre dolmadan da lohusalık biter. Kanama durduktan sonra gusül alınarak oruç tutulmaya başlanabilir. Ancak kırk gün tamamlandığı hâlde hafif lekeler devam ediyorsa, İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre lohusalık hükmü sona erer. Dolayısıyla maksimum lohusalık süresi kırk gün olarak kabul edilir. Bu süre içinde anne oruç ibadetinden muaftır. Lohusalık dönemi bittiğinde, tutulamayan farz oruçlar uygun bir zamanda kaza edilir. Böylece hem ibadet düzeni hem de annenin sağlığı dikkate alınarak dinin getirdiği kolaylıktan yararlanılır.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTARSA BEBEĞİN BESLENMESİ NASIL ETKİLENİR?
Doğumdan sonra gelen dönemde anne sütü, bebeğin temel besin kaynağıdır. Lohusalık dönemi süresince annenin vücudu bu sütü üretmek için ekstra kalori ve sıvıya ihtiyaç duyar. Oruç, beslenme düzenini kısıtladığı için anne sütünün miktarında veya kalitesinde azalma riski oluşabilir. Ayrıca kan kaybı yaşanmış bedenin toparlanması da güçleşebilir. Doktorlar, ilk haftalarda anne sütünün yeterli gelmesi ve bebeğin sağlıklı gelişimi için düzenli beslenmenin önemini vurgular. Bu nedenle lohusalık halinde oruç tutmak, bebeğin besin alımını olumsuz etkileyebilir. İslam âlimleri de lohusalık döneminde kadınlara oruç muafiyeti tanıyarak hem annenin hem de bebeğin sağlığını ve iyiliğini öncelikli hale getirir.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUCUNU KAZA EDEBİLİR Mİ?
Oruç kazasını erteleme hakkı, lohusalığın bitiminde değerlendirilir. İslam dini, Ramazan ayına denk gelen lohusalık sebebiyle tutulamayan oruçların daha sonra kaza edilmesini emreder. Kaza orucu için kesin bir zaman sınırı bulunmasa da mümkün olan en kısa sürede tutmak tavsiye edilir. Ancak annenin sağlık problemleri, bebeğin emzirme süreci veya diğer zaruri durumlar söz konusuysa kaza oruçları biraz daha ertelenebilir. Yine de gereksiz yere sürekli erteleme dinen uygun görülmez. En doğru yaklaşım, lohusalık tamamlanır tamamlanmaz ve sağlık elverdiği sürece oruç borçlarını ödemeye başlamaktır. Bu şekilde ibadetlerin gecikmeden yerine getirilmesi önerilir ve sorumluluğun hafiflemesi sağlanır.
Lohusalık dönemi, kanamanın sürdüğü ve annenin fiziksel olarak toparlanmaya çalıştığı özel bir süreçtir. Bu dönemde oruç tutulmaması dinen engel sayılmaz, aksine normal bir muafiyettir. Dolayısıyla lohusa kadın oruç tutmadığı için kefaret ödemez. Kefaret, mazeretsiz olarak Ramazan orucunu bilerek bozma veya tutmama durumunda söz konusu olur. Oysa lohusalık, meşru bir mazeret kabul edilir. Bu sebeple tutulamayan oruçlar yalnızca kaza edilir. Anne, sağlığına ve bebeğin durumuna dikkat ederek kanamalar bittiğinde kaza oruçlarına başlar. Bu hüküm Diyanet İşleri Başkanlığı ve İslam âlimlerinin ortak görüşüyle de teyit edilmiştir. Böylece ibadet yükümlülüğü, annenin durumu normale döndüğünde telafi edilir.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTMAK ZORUNDA MI?
İslam hukukunda lohusalık dönemi, annenin oruçla ve namazla yükümlü olmadığı bir zaman dilimidir. Çünkü nifas hâli, dinen kadınlara sağlanan bir kolaylıktır. Bu süreçte oruç tutmak zorunluluğu kesinlikle yoktur. Lohusalık bitene kadar, yani kanamalar tamamen durana ve kadın gusül alana dek oruç da dahil hiçbir ibadetle yükümlü olunmaz. Amaç, annenin bedeninin toparlanmasını ve bebeğin sağlıklı beslenmesini sağlamaktır. Bu nedenle lohusalık hâlinde kadınların oruç tutması beklenmez. Zorlanarak oruç tutulursa da sağlığı tehlikeye atma ihtimali yükselir. Din, insan bedeninin korunmasını öncelikli tutar ve lohusalık için bu muafiyeti sunar.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTARKEN BESLENMEYE NASIL DİKKAT ETMELİDİR?
Lohusalık kanaması bitip de oruç tutma imkânı başladığında, beslenmeye özellikle özen gösterilmelidir. Doğumdan yeni çıkmış bir vücut, demir ve vitaminler başta olmak üzere birçok besin öğesine ihtiyaç duyar. Sahur ve iftar arasında uzun süreli açlık olduğundan, iftarda protein, karbonhidrat ve sağlıklı yağları içeren dengeli öğünler tercih edilmelidir. Bol su içmek, vücudun sıvı dengesini korumaya yardımcı olur. Lifli gıdalarla sindirim sistemi desteklenir. Ayrıca emzirme devam ediyorsa, uzmanların önerileri doğrultusunda ek sıvı ve takviyeler alınması önemlidir. Bu şekilde hem oruç ibadeti sağlıklı biçimde yerine getirilir hem de lohusalıktan yeni çıkmış bedenin ihtiyaçları karşılanır.
Lohusalık hâlinde oruç tutmamak günah kabul edilmez. Aksine İslam dini, bu dönemde kadının oruç tutmamasına izin verir. Çünkü lohusalık, nifas kanamalarıyla birlikte kadının ruhen ve bedenen istirahat etmesi gereken bir süreçtir. Dinen oruç sorumluluğu, bu hâl bitinceye kadar kadından kaldırılır. Günah kavramı, farz olan bir ibadeti geçerli bir mazeret olmaksızın terk etmekle ilişkilidir. Lohusalık ise meşru bir mazeret olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu süreçte oruç tutmamak günah olmadığı gibi, sağlık açısından da önerilen bir istirahattir. Daha sonra lohusa kadının tutamadığı oruçları kaza etmesi yeterlidir. Bu hüküm, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarında da vurgulanır.
LOHUSALIK DÖNEMİNDEKİ KADINLAR ORUCUN KAZASINI NE ZAMAN YAPMALI?
Lohusalık dönemi sona erdiğinde, anneler kanamanın bitişiyle birlikte gusül alarak ibadetlere dönebilir. Bu noktada Ramazan’dan kalan oruç borçları ya da diğer farz oruç eksikleri kaza edilmelidir. Kaza oruçlarının tutulması için kesin bir son tarih yoktur. Ancak vakit bulur bulmaz, sağlık koşulları müsait olduğunda oruçların tamamlanması tavsiye edilir. Oruç borcunun gereksiz geciktirilmesi dinen uygun sayılmaz. Emzirme süreci ya da başka sağlık engelleri söz konusuysa kazalar esnek zamanlamayla yapılabilir. Ama imkan bulununca en kısa sürede tutulması, ibadet sorumluluğunu üzerden almak ve kalben huzurlu olmak için önemlidir. Böylece hem anne hem de bebek için en uygun zamanlama belirlenir.
LOHUSALIK DÖNEMİNDE KADINLAR ORUÇ TUTARKEN DOKTORA BAŞVURMALI MI?
Lohusalık dönemi biterken anne, sağlık durumunu göz önünde bulundurmalıdır. Kanama durduğunda, oruç tutulup tutulamayacağı konusunu bir uzman doktorla görüşmek faydalıdır. Özellikle demir eksikliği, tansiyon düşüklüğü veya başka kronik rahatsızlıklar varsa, doktorun önerisi önem kazanır. Bazı durumlarda bedensel yorgunluk ya da beslenme yetersizliği söz konusu olabilir. Doktor, kan değerleri iyi durumdaysa, annenin süt verimi normal seyrediyorsa ve genel sağlık tablosu uygun görünüyorsa oruç tutmaya onay verebilir. Bu danışma aynı zamanda bebeğin gelişimiyle ilgili de bilgi sağlar. İslami yönden de oruç tutmaması gereken bir mazeret yoksa, bu aşamadan sonra oruca başlamak uygun olur.
Kaynak: diyanet.gov.tr
Haber Kaynak : NTV.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
07 Mayıs 2025SPOR
07 Mayıs 2025GÜNDEM
07 Mayıs 2025SPOR
07 Mayıs 2025SPOR
07 Mayıs 2025GÜNDEM
07 Mayıs 2025GÜNDEM
07 Mayıs 2025